Bülbülü Öldürmek

''İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.''

Harper Lee'nin, Sel Yayıncılık'tan çıkan çevirisi Ülker İnci tarafından yapılan Pulitzer ödüllü bu kitabı, Amerika'nın güneyinde yaşanan ırklar arası ayrımcılığı, eşitsizliği anlatıyor.

Avukat bir baba olan Atticus Finch, Amerika'da o zamanlarda avukatlık yapan herkes gibi bir gün kendini bu konuyla ilgili bir davanın içinde buluyor. O gün geldiğinde asıl hikaye de başlamış oluyor diyebiliriz.

Bu hikaye bizlere Atticus'un biricik küçük kızı Jean Louis, nam-ı diğer Scout'un gözünden anlatılıyor.

Kitap çok uzun bir süre, çocukların gündelik rutinleri üzerinden gidiyor. Bu nedenle eşitsizlik, ırkçılık nerede diye düşünüp sabırsızlanabilirsiniz. Ama başlarının da ayrı bir okuma zevki var bence, kendi çocukluğunuzdan bir şeyler bulacağınıza eminim.

Dili yeterince anlaşılır ve akıcı. Özellikle artık asıl hikayeye girdiği anda nasıl kısacık bir sürede o kadar sayfayı çevirdim diye şaşırabilirsiniz.

Benim çoktan en sevdiğim romanlar listeme dahil oldu. Bu sebeple ilk roman yorumuma bu kitap ile başlamak istedim.

Umarım siz de seversiniz,

İyi okumalar