New York, New York




Merhaba,

Yazıma kendi ellerimle çektiğim Central Park'tan bir Manhattan manzarası fotoğrafı ile başlamak istiyorum. Ben de sizin gibi New York seyahatimden önce kafamda çok fazla soruyla bilgisayarımın başına oturup blog blog dolaşmıştım.

Sizlerle hem o bloglardan hem de yaşayarak öğrendiklerimi başlıklara ayırarak paylaşmak istiyorum. Umarım işinize yarar, hadi kolay gelsin!

Vize Nasıl Alınır?

Ben turistik vize almıştım, bu nedenle sadece turistik vize ile ilgili bilgi vereceğim. Aradığınız tüm cevapları vereceğim linkte bulabilirsiniz ama ben yine de kısaca özetleyeceğim. Link: https://ais.usvisa-info.com/tr-tr/niv/information/niv

Öncelikle DS-160 Göçmen Olmayan Vize Başvuru Formu'nu doldurmanız gerekiyor. Link: https://ceac.state.gov/genniv . Burada ne kadar süre konaklayacağınız, ülkeye kiminle gideceğiniz vb bilgilerinizi alan sorular ile karşılaşacaksınız. Vize ücretini de bu formun sonunda online olarak, ya da hangi bankaya ne şekilde ödeyeceğiniz ile ilgili bilgi alıp vize randevunuzdan önce herhangi bir gün ödeyebilirsiniz. Vize ücreti: 160 Dolar.

Devam ettiğinizde kendinize uygun gün ve saati seçerek randevu alabilirsiniz. Aynı zamanda pasaportunuzu ne şekilde almak istediğinize de burada karar veriyorsunuz (kargo, elden vb).

Vize için Gerekli Belgeler Nelerdir?

Eğer siz de benim gibi öğrenciyseniz ve turistik amaçla seyahat edecekseniz aşağıdaki belgeleri toplamalısınız.

1. Pasaport

ABD'de kalış sürenizin sonundan itibaren en az 6 ay süreyle geçerli olması gerekiyor.

2. Daha önce ABD vizesinin işlenmiş olduğu pasaport

Elbette bu sadece daha önce ABD vizesi alanlar için geçerli.

3. DS-160 Formu'nun onay sayfası

Vize randevusu almadan önce doldurmanız gereken DS-160 formunun yine aynı websitesinde bulabileceğiniz onay sayfası gerekiyor.

4. Vesikalık Fotoğraf

Son 6 ay içinde çektirilmiş bir adet 5x5 renkli fotoğraf. 
Saçlarınızın kulaklarınız görünecek şekilde arkaya alınmış olmasına dikkat edin. Fon beyaz olmalı. Kadınlar aman diyeyim sıfır makyaj olduğunuzdan emin olun.
Zaten fotoğrafçıya gidip ABD vizesi için biometrik fotoğraf çektirmek istiyorum dediğiniz zaman onlar konuya yeterince hakim merak etmeyin.
Ama bazı adayların fotoğraflarını yakınlarına çektirmek gibi ucuzcu girişimleri olabiliyor. Onlar için yazmış olayım ben de. Detaylı bilgi için linki bırakıyorum: https://travel.state.gov/content/visas/en/general/photos.html

5. Evlilik Cüzdanı

İlk duyduğumdan beri kulağıma garip gelen şeydir. Çünkü 21 yaşın altındaki bekar kimseler için ebeveynlerinin evlilik cüzdanını istiyorlar. Bir mantığı vardır muhakkak ama ben henüz anlamış değilim. 
Ben giderken tam 21 yaşındaydım ama yine de bir nüsha alıp öyle gittim, ne olur ne olmaz değil mi?

Daha detaylı bilgi için bir link daha bırakıyorum: https://ais.usvisa-info.com/tr-tr/niv/information/required_docs

6. Adli Sicil Kaydı

E-devletten kolaylıkla bulabilirsiniz.

7. Öğrenci Belgesi

Okulunuzdan ya da E-devletten temin edebilirsiniz.

8. Seyahat Bilgileri


Gidiş-dönüş uçak biletleriniz yeterli olacaktır.

9. Konaklama Bilgileri

Otel vb rezervasyonunuzun çıktısını alıp gösterebilirsiniz.

10. Nüfus Kayıt Örneği

Ben Nüfus Kayıt Müdürlüğü'nden almıştım, ama daha kolayı E-devletten almak.

11. Sponsorluk Yazısı


Eğer benim gibi harcamalarınızı bir başkası üstlenecekse, o kişinin bunu kabul ettiğine dair bir onun ağzından dilekçe yazmanız ve bunu o kişiye imzalatmanız gerekiyor. Bir Türkçe, bir İngilizce yazı yeterli olacaktır.

12. Ticaret Sicil Gazetesi


Sponsorunuzdan isteyiniz (Bu maddeden itibaren hepsi sponsorunuzun size sağlayabileceği belgelerdir).

13. İmza Beyannamesi


14. Hesap Dökümü


İçinde en çok paranızın olduğu, ve yine en çok kullandığınız bir banka kartının son 3 aylık hesap özeti.

15. Tapu vb varlıkların belgesi



Ben vizemi 2016 yılının Aralık ayında almıştım. Bir değişiklik olmuş olma ihtimaline karşın yukarda paylaştığım linkten, kendi web sitelerinde listelenmiş istenen belgeleri kontrol etmenizi öneririm.

Vize Randevusu Nasıl Gerçekleşiyor?

O gün geldi çattı mı? Yanılmıyorsam, randevu saatinden 15 dk önce konsoloslukta olmanız talep ediliyor. Ama ben sizin yerinizde olsam 30-45 dk öncesinde orada olmaya çalışırım. Benim gibi en erken randevu saati olan 7:00 için almış olsanız bile. (Adresi de verelim kaynamasın: İstinye Mahallesi, 3 Şehitler Sokak, 34460 Sarıyer/İstanbul). Saat 7:00 olana kadar binanın bahçesine bile girmemize izin vermemişlerdi, ama kapıda uzun bir kuyruk oluyor ve kapılar açıldığında kontrol kuyruğun en önünden en arkaya doğru gidiyor, böylelikle önlerdeyseniz uzun bir bekleyişten güzelce sıyrılıyorsunuz.
Herkes güler yüzlü ve sizi yönlendiriyorlar. Kuyrukta beklerken önünüzdeki/ arkanızdaki insanlarla konuşmanızı tavsiye ederim. Şansıma önümde daha önce birçok kez vize alan bir aday vardı ve içimin rahatlamasını sağladı. Kendisine buradan da bir teşekkür edeyim.

Benim gerginliğimin sebebi vize randevumdan 1 hafta sonra uçağımın olmasıydı, yetişmeme ihtimali vardı. Size önerim vize randevusu işini bu kadar uç uca yapmamanız yönünde olur.

X-Ray cihazından geçip klasik güvenlik aramalarını atlattıktan sonra kolaylıkla binanın içine girebiliyorsunuz. Çıkmanız gereken kata çıktığınızda da size ne yapmanız gerektiğini söylüyorlar, rahat olun. Küçük küçük yan yana gişeler var ve orada da kuyruk oluyorsunuz. Sıranız geldiğinde parmak izi alıyorlar, ve asıl mülakat, yani belgelerinizi gösterdiğiniz, görevli kişinin size soracağı soruları yanıtladığınız kısım için size verdikleri numaranın gelmesini bekliyorsunuz. Her yerde olan bir sistem, eminim hepiniz aşinasınızdır. Size üzerinde numara yazan bir kağıt veriyorlar, oturduğunuz yerden görebileceğiniz bir ekran var. Sıranız geldiğinde o ekranda numaranız çıkar ve kaç numaralı gişeye gitmeniz gerektiği de aynı şekilde. 

Sıranız geldi nihayet. Karşınızdaki kişi sizinle İngilizce konuşuyor olacak, ama merak etmeyin Türkçe de biliyorlar. Yani seviyenize göre istediğiniz dilde konuşabilirsiniz.

Sizden elinizdeki tüm belgeleri öylece istemiyorlar onun için görevlinin talimatlarını bekleyin. Başvuru formunuzdaki bilgilerin doğruluğundan/ geçerliliğinden emin olun. 

Kıssadan hisse: ABD'ye başta babamla birlikte gitmeyi düşünüyorduk, bu nedenle formda ülkeye kiminle gideceğimi soran soruya babamın adını girmiştim. Daha sonra babam vazgeçtiği için görevli aynı soruyu sorduğunda ve tek gideceğimi söylediğimde küçük bir karışıklık oldu ama vazgeçtiğini söylediğimde anlayışla karşıladı. (Heyecandan İngilizce konuşmamın ortasında VAZGEÇTİ diye bir şey çıkmıştı benden, size de öyle şeyler olursa beni hatırlayın.)
Görüşmelerde belgelerinizin/formunuzun doğruluğundan sonra dikkat etmeniz gereken en önemli şey sakin olduğunuzu, panik yapmadığınızı hissettirmek. Çünkü huylanabiliyorlarmış haklı olarak. 

Böyle anlatınca çok uzun gibi gelse de aslında toplamda 5 dakikayı geçmeyen bir görüşmeden bahsettim. Zaten tüm belgelerinize bakmıyor bile, mesela benim sadece öğrenci belgemi istemişti. Elimde neredeyse ansiklopedi kalınlığında bir dosyayla gidip sadece öğrenci belgemi göstermek biraz hayal kırıklığı yaratsa da görevli kişi bir an önce vizeyi aldığıma dair kağıdı uzattığı için memnundum durumdan. 

Evet, görüşme sonunda size vize almaya hak kazandığınıza dair bir kağıt veriyorlar. Sanırım başka ülkelerde görüşmenin hemen sonunda haberiniz olmayabiliyormuş. Şanslısınız, ABD vizesini alıp almadığınızı hemen o anda öğrenebiliyorsunuz. Yalnız ne kadar süreli verdikleri, pasaportu elinize alana kadar muamma.

Pasaportu nasıl alacağınız da randevu alırken verdiğiniz bir karardır. Ben vaktim olmadığı için evime gelmesini beklemek istemedim ve kendime en yakın adresi seçip oradan aldım. Kapınıza gelmesini istiyorsanız her şeyde olduğu gibi belirli bir ücret ödemeniz gerekiyor.

Uçak yolculuğu ile ilgili neler bilmeliyim?

Bu soruyu muhtemelen hiçbiriniz sormuyorsunuzdur, çünkü üç aşağı beş yukarı bilinir böyle şeyler ama ben yine de naçizane bildiklerimi paylaşmak istiyorum.

Havayolu firması olarak British Airways'i tavsiye ediyorum. (Benim kadar şanslıysanız 3 kişilik koltukta tek kişi oturursunuz.) Biletinizi daha uyguna getirmek isterseniz aktarma iyi bir seçenek olacaktır. Ben Londra aktarmalı gitmiştim. Küçük bir ikinci uçağa yetişememe paniği yaşadım ama yine olsa yine yaparım! 

Atatürk Havalimanı'ndan kalkacak olan uçağıma binmek için uçak saatinden 3 saat önce orada olmaya dikkat ettim.

Güvenlikten geçtikten sonra üzerinde British Airways (ya da sizinki hangi firma ise o) yazan Kiosk'u (gişe de diyebiliriz) buldum. Yine burada etrafınızda gördüğünüz herhangi bir görevliden yardım isteyerek bulabilirsiniz. 

Kiosk'u bulduk, oradan sonra görevli kişi size yardımcı oluyor. Varsa valizlerinizi veriyorsunuz. Belli bir kilo kriteri var orada onu ölçüyorlar, bir aksilik çıkmaması için önceden evinizde valizinizi tartmanızı tavsiye ederim (uçak biletinizi alırken kaç kg hakkınız olduğunu bilirsiniz). Neyse, pasaportunuzu gösterdiniz vesaire o da size hemencecik biletinizi verdi. Daha sonra yapmanız gereken şey pasaport kuyruğuna girip kontrolden geçmek. Orada da pasaportunuzu gösteriyorsunuz, görevli kişi belli bir yerine mühür basıyor ve son kez X-Ray'den geçiyorsunuz. Son yapmanız gereken şey kapıyı bulmak. Onun için de biletinizde yazan uçuş numarasını ekranda bulun. Yanındaki numarayı gördüğünüzde kapı numarasını da bulmuş oluyorsunuz. O numaralı kapıyı da yön tabelalarını takip ederek kolaylıkla bulabilirsiniz.

Eğer benim gibi yeni yeni seyahat etmeye başlayan biriyseniz yani bazı şeylere biraz yabancıysanız, çevrenizdekilerle konuşmanızı yine tavsiye ederim. Çoğu da sizin gibi aktarma yapacak olduğunda tadından yenmiyor. Uçaktan inince ikinci uçağa binmek için yeniden bir güvenlikten geçmeniz gerekiyor. Daha sonra uçağınızın bulunduğu kapıyı bulmakta sıra. O da yukarda belirttiğim gibi artık bildiğiniz bir süreç.

Sonra?

İkinci uçağıma binip indikten sonra toplamda 13-14 saat süren yolculuğum sona ermiş oluyor. Ben J.F. Kennedy'de inmiştim. Kalacağım otele gitmek için ablamla buluştuktan sonra Uber çağırdık. Ağır valizleriniz varsa başka şeylerle uğraştığınıza değmez bence. Çünkü New York metrolarında yürüyen merdiven ya da asansör ne yazık ki yok. Biz iki kişiydik, siz de iki kişiyseniz ve çok aceleniz yoksa Uber Pool'u tavsiye ederim daha ucuza geliyor (yanlış hatırlamıyorsam 30 Dolar'dı). O da şu, 2 kişiyseniz Uber çağırıyorsunuz, şoför yolda 2 kişi daha alıyor. Hangi tarafın mesafesi daha kısaysa önce o bırakılıyor (acelenizin olmaması bu açıdan önemli). Ama yine de başka müşterilerin gelmesi zaman açısından bizi pek etkilemedi, belki bizim şansımızaydı bilemiyorum. Bindiğimiz araç konforluydu, şoför hanım da çok şirindi, güzel bir yolculuk oldu.

Görülmesi Gereken Yerler Nerelerdir?

Biz yolculuk hazırlıkları arasında Google Maps'ten ve bloglardan faydalanarak birbirine yakın yerleri aynı güne koymaya çalıştık. Müzelerin ücretsiz günlerini bulup o müzelere o günlerde gittik. Böylelikle 8 gece 9 günümüz için bir program oluşturmuş olduk. Çok efektif olduğu için size de tavsiye ediyorum, yazıma da aynı sırayla koyacağım. (Not: İmkanınız varsa iki hafta ayırmanızı tavsiye ederim.)

1.Gün 

İlk gün için size tavsiyem kendinize en yakın metro istasyonunu bulup MetroCard almanızdır. MetroCard, metroya indiğinizde otomatlardan kolaylıkla edinebileceğiniz bir şey. Siz de bizim gibi bir haftalık bir tatil planı içindeyseniz bir haftalık olan kartlardan alabilirsiniz. (Kişi başı: 30 Dolar)


Kendinize en yakın metro istasyonunu bulmak ya da bir yerden bir yere gitmek için hangi istasyonu kullanmanız gerektiği, hangi duraklardan geçerek gitmeniz gerektiği yani kısacası tüm metro ulaşımınızı kolaylaştıran bir app tavsiye edeceğim, o da şudur: New York Subway MTA Map. Mutlaka indirin. Map kısmından bulunduğunuz yere göre yakın istasyonu görürsünüz, gitmek istediğiniz yeri yine map'te bulup o yere yakın metro istasyonunu bulursunuz. Daha sonra From (Nereden)-->To (Nereye) gibi bir kısım var oraya da bulduğunuz metro duraklarının ismini yazarak kolaylıkla neler yapmanız gerektiğini öğrenebilirsiniz.

Hazır metro istasyonlarından bahsetmişken küçük bir bilgi daha vereyim. Metroların içinde birçok evsiz bulunmakta, biz en başta biraz korkmuştuk çünkü okuduğumuz yazılarda temkinli olmamız gerektiği yazıyordu. Başımıza en ufak bir şey bile gelmedi ama yine de temkinli olmakta her zaman fayda var. Sadece çok korkulacak bir şey de olmadığını söylemek istiyorum. 
Hatta bir kaç kez sokak sanatçılarına denk gelip güzel müzikler dinlediğimiz oldu. Şanslıysanız, bizim gibi dans gösterisi bile izlemeniz mümkün.

Bunları yaptıktan sonra sıra kahvaltıda. Kahvaltı için Captain's Cafe'yi (18 E 33th St New York, NY 10016 Midtown East) şiddetle tavsiye ediyorum. Sahibi Karadenizli bir ağabeyimiz. Eşi ile birlikte işletiyorlar mekanı. Kızları da boş zamanlarında gelip servise yardımcı oluyorlar. Sahibi çok samimi, içten ve bonkör bir adam. Lezzet süper, fiyatlar makul. Uygun fiyata tıka basa doyacağınızın garantisini veriyorum. Sıkı bir kahvaltı çok önemli, çünkü tüm gün gezerken boyuna acıkmak istemeyeceksiniz muhtemelen.

Biz Hotel 3232'de (32 E 32nd St, New York, NY 10016, USA) kalmıştık. Odaların temizliği, konforu, konumunun merkezi oluşu kısacası her şeyden çok memnun kaldık. Orada konakladığınızda kahvaltı için resepsiyondan ticketınızı alıp hafta içleri Captain's Cafe'ye hafta sonları şimdi ismini hatırlayamadığım başka bir yere gidiyorsunuz. Captain's Cafe'yi bu vesileyle öğrendik. Bu otelde kalmayacak olsanız bile mutlaka gitmenizi öneririm.

Gelelim gezdiğimiz yerlere.



American Museum of Natural History (AMNH)

Friends dizisindeki Ross karakterinin çalıştığı yerdir, bilenleriniz vardır mutlaka. Bizim de burayı görmek istememizde önemli bir etken olmuştu.


Burada kısaca New York müzeleriyle ilgili genel ve önemli bir bilgi vereceğim. Pay What You Wish diye bir sistem var. Bazı müzelerde belirli günlerde/saatlerde, bazılarında ise her gün olan bir şey. Özetle şu; ekstra olan yerler hariç, müzeye giriş ücreti olarak ne kadar vermek istiyorsanız o kadar veriyorsunuz (yani general admission oluyor). Hiç çekinmeyin az para verirken filan. Biz her yere 1 penny (1 kuruş) vererek girdik. Özel yerler de çok az zaten ve pek bir şey kaçırıyor olmuyorsunuz. Herkesin görebildiği, müzenin ana yerlerini görebiliyorsunuz. Bana zaten o kadarı yeter diyorsanız kaçırmayın derim.

Bu müzede  her gün Pay What You Wish var. Christmas ve Thanksgiving hariç, haftanın her günü 10:00 - 17:45 arası ziyarete açık.

Hayvanlar, uzay, insan ırkları gibi birçok farklı alanda şeyi bu müzede birarada görebilirsiniz. Ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum, ilginizi çekebilir. Aman dikkat, çok büyük olduğu için çok vakit kaybetme ihtimaliniz yüksek. Zamanınızı doğru değerlendirmek için bizim yaptığımızın aksine, hızlı bir tur yapmanızı öneririm.





Solomon R. Guggenheim Museum

American Museum of Natural History'den Guggenheim'a gitmek için Central Park'ın içinden geçmenizi tavsiye ederim. Hem kısa sürüyor, hem de çok detaylı olmasa da bol sincaplı, doğası olan bir yerde yürümüş oluyorsunuz.

Guggenheim'da Cumartesi günleri 17:45-19:45 arası Pay What You Wish saatleridir. Cumartesi'ye denk getiremeyecekler için diğer gün ve saatlerin olduğu linki paylaşayım: https://www.guggenheim.org/plan-your-visit

Guggenheim'ı görmeye değer kılan şey mimarisidir. Her şey dairesel, ve en üst katından aşağıya bakmak farklı bir his veriyor. Kat kat o daireselliği takip ederken sağınızda modern sanat eserlerini de görebilirsiniz.

2. Gün


Greenwich Village

Greenwich Village, güzel sokakların, tatlı süslü evlerin (süslü kısmı Christmas için geçerli), geniş cadde ve sokakların olduğu güzel bir yerdi. Ara sokaklara girip güzel fotoğraflar çektirebilirsiniz.

New York ile ilgili benim en sevdiğim şey nereye giderseniz gidin çevrenizde muhakkak bir nefes almak için parkların olması oldu. Burada da yorgunluğunuzu atabileceğiniz bir Jackson Square Park var. Eğer yok ben iyiyim diyorsanız, hiç uğramasanız da olur çok şey değil.

NYU'nun güzel kampüslerini de yine burada görebilirsiniz. Bir kahve molası için neredeyse her köşe başında olan Starbucks iyi bir seçenek olabilir.





Grace Church

Mimarisi şahane, çok görkemli bir yer. Biz kilise korosuna denk gelmiştik. Umarım siz de denk gelirsiniz, farklı bir deneyim olabilir. Pazartesi-Perşembe günleri arasında 8:00'dan 17:00'a kadar ziyaret edebilirsiniz. Web sitesi linki: http://www.grace.church/





Washington Square Park

NYU kampüslerinin hemen orada güzel bir park. Oraya kadar gitmişken, içerisinde bir tur atıp sonrasında oturup dinlenmenizi tavsiye ederim.





Little Italy

SoHo'dan geçerek ışıl ışıl çok şirin bir sokak olan Little Italy'ye varıyoruz. Sağlı sollu bir sürü güzel İtalyan restoranları ve hediyelik eşya dükkanları var. Fiyatlar biraz uçuk ama yine de siz bilirsiniz. Daha ileri ki zamanlarda hediyelik eşya için dükkan önerilerim de olacak, takipte kalın.





Chinatown

Tabi bir günde bu kadar çok yer gördüğümüz için Chinatown geç bir saate kaldı ve fotoğraflar net çıkmadığı için silmişim. Bu nedenle internetten bulduğum bir görseli paylaştım. Gidip görün tabi ama bence aman aman bir şeyi yok. Belki Uzak Doğu ile pek ilgili olmadığım içindir. Tabelalarında Çince yazıların olduğu mağaza, restoran vb yerler var.

3.Gün





Central Park

Eğer Central Park'a gitmek için metroda Columbus Circle istasyonunda inerseniz, buraya ismini veren Columbus'un heykelini de görmüş olursunuz. Hemen yanında tatlı tatlı standların kurulduğu küçük bir pazar var, onun içinden geçerek parka girebilirsiniz.

Her ne kadar Christmas'tan hemen önce gittiğimiz için birçok yeri süslü püslü görme fırsatını yakalamış olsak da, Central Park gibi açık alanları doya doya dolaşmak için hava koşulları pek elverişli değil.

Burası 303.514 hektarlık bir alana yayıldığı için de tamamını gezmek gibi bir niyetinizin varsa iki gün ayırmanız yerinde olabilir.

Gittiğinizde, fotoğrafta da göründüğü gibi yeşille sarının birbirine karıştığı bir doğada göl manzarasıyla karşılaşacaksınız. Bunun dışında; birçok tiyatro binası, buz pisti (buz pateni yapanları izlemek keyifli olacaktır), biz gittiğimizde kapalıydı ama dışardan çok şirin görünen bir kafe, Sheep Meadow denilen yemyeşil bir çayır, hediyelik eşya dükkanı, Cleopratras Needle denilen anıt gibi bir şey ve sayamayacağım ve belki benim de görmediğim daha birçok yer var. Detaylı bilgi için: http://www.centralparknyc.org/visit/

Parkın yola yakın yerlerinde sokak satıcıları var. Sokak lezzetlerini denemek güzel olabilir (pretzel en meşhurudur). Yürürken bir yandan onları tadabilir ya da bisiklet kiralayıp dolaşabilirsiniz.





Metropolitan Museum of Art (THE MET)

Burada da her gün Pay What You Wish var. Ziyaret saatleri Cuma ve Cumartesi günleri 9:30-21:00, diğer günler 9:30-17:30 arasındadır. Biz akşam saatlerinde gittiğimiz için çok fazla gezme fırsatı bulamadık. Tavsiyem, doya doya gezmek istiyorsanız ya sabahtan gidin ya da en geç 15:30 gibi orada olmaya çalışın. Web siteleri: http://www.metmuseum.org/




5th Avenue

Meşhur Rockefeller Center bu cadde üzerindedir. Karşısındaki St. Patrick Church'ü mutlaka görün, çok büyüleyici bir yer. Ayrıca Apple'ın etrafı sadece camla kaplı ve içine yalnızca asansörle girilebilen mağazasını görmenizi tavsiye ederim. 

Cadde üzerinde yürürken etrafınızda harika yapılar görüceksiniz. Daha önce de söylediğim gibi Christmas zamanlarında giderseniz her yeri normalde olduğundan çok daha süslü ve ışıltılı görebilirsiniz.

Biz Amerikan başkanlık seçiminden kısa bir süre sonra gittiğimiz için Trump'ı protesto eden eylemcilerle karşılaştık. Bu da ilginç bir deneyim olmuştu bizim için.

4. Gün




Empire State

En üst katına çıkıp Manhattan manzarasını görmenizin mümkün olduğu yerdir. Ama Top of the Rock (Rockefeller Center'ın en üstü) manzarasının daha iyi olduğunu ve fiyatının da daha uygun olduğunu duyduğumuz için bizim tercihimiz o yönde oldu. Bu binayı dışından gördük yalnızca.




                           


Flatiron

Ütü şeklini andıran, estetik güzelliği olan bir yapıdır. Yanında benim de fotoğrafta içinde bulunduğum şirin bir park var. Binanın tam karşısındaki hamaklarda keyif yapabilirsiniz.




High Line Park

Yıllar önce demiryolu olan bu yol zamanla işlevini kaybettiği gerekçesiyle yıkma kararı alınmış. Daha sonra tamamen yıkmak yerine kamu alanına dönüştürülmüş olan bu parkta hala tren raylarını görebilirsiniz. Uzun bir yürüyüş parkuru var. İlerlediğinizde deniz manzarası gören şezlonglarda dilediğinizce uzanabilirsiniz. Çok güzel değerlendirilmiş olan bu yerin üzerinde Whitney Museum of American Art da bulunmakta. Müzeye giriş saatleri Cuma ve Cumartesi günleri 10:30-22:00, diğer günler 10:30-18:00 arasındadır. Cuma günleri Pay What You Wish günüdür. Müzenin web sitesi: http://whitney.org/Visit





Bryant Park

İçinde buz pistinin ve küçük tatlı standların olduğu güzel bir park. Gitmenizi tavsiye ederim.





New York Public Library

Bryant Park'ın hemen yanında olan binanın dışı olduğu kadar içi de güzel. Kitapların arasında dolaşmak güzel olabilir. Bilgisayar ile bir işiniz varsa burada halledebilirsiniz. Çünkü içerisinde herkesin kullanımına açık bilgisayarlar var.





Times Square

Birkaç yerde ışıltıdan bahsettim ama hiçbiri bu kadar olamaz elbette. Panolar göz kamaştırıcı. Kırmızı merdivenlerde oturup fotoğraf çektirmek eğlenceli olabilir. Fakat asıl önerim İngilizce ile haşır neşirseniz bir Broadway Müzikali görmeniz yönünde olur. Biz ''Something Rotten'' isimli oyuna gittik. Eğlenceliydi ve dili anlaşılırdı. 

TKTS isimli bir app kullanarak hangi oyunların hangi gün indirimde olduğunu takip ettik. Asıl fiyatları pahalı gelirse bu da bir seçenek. App'i bir şekilde indiremiyorsanız, Times Square'de bilet gişesindeki ekranda da indirimli olan oyunlar yazıyor.

5.Gün



Liberty Island - Statue of Liberty

New York'a kadar gidip de Özgürlük Heykeli'ni görmemek olmaz. Aynı yerde heykel ile ilgili bilgilerin, maketlerin olduğu girişi ücretsiz bir müze de bulunmakta, ziyaret edilebilir.

Bilet alma işini son günlere bırakmamanızı tavsiye ederim. Fiyatlandırma ve gidebileceğiniz gün-saat, heykelin neresine kadar çıkacağınıza göre değişiyor. Biz tacına kadar çıkmak istedik fakat maalesef bir ay sonrasına gün verdikleri için oraya kadar çıkamamıştık. Biletlerinizi buradan alabilirsiniz: https://www.statueoflibertytickets.com/tickets/





Ellis Island - Immigration Museum

Özgürlük Adası'na giden tekne, Ellis Adası'na da gidiyor ve Özgürlük Heykeli'ne giriş ücretiyle bir arada hepsi. Burası küçük bir ada, sadece bu müze var içinde. Gidip şöyle bir dolaşmanızda fayda var.





Wall Street

Finansın kalbinin attığı yerdir. New York Stock Exchange gibi önemli binalar burada yer alıyor. Çok yakınında Trinity Church diye bir kilise var. Biz ne yazık ki kilise o gün 16:00'da kapandığı için giremedik, ama dıştan çok güzeldi. Tahmin ediyorum ki içi de güzeldir. Vaktiniz varsa gidin görün derim.

Yine o civarda World Trade Center/Twin Towers, Türkçe ismiyle İkiz Kuleler'in anısını yaşatan bir şey var. Hazır oralardayken gidip görebilirsiniz. Hemen yanında farklı mimarili bir alışveriş merkezi var. İlk bakışta ne olduğu anlaşılmıyor, öyle bir hisse kapılırsanız doğru yerdesiniz.

6.Gün



Brooklyn Bridge

Köprünün alt kısmından araçlar geçerken, müthiş bir manzara eşliğinde yaya yolundan geçmek çok keyifliydi. Diğer turistik yerlerden daha uzakta olduğu için bizim gibi sabah erken kalkıp gidip bitirebilirsiniz. Kalabalık olmayışı da sabah saatlerinde gitmenin verdiği bir avantajdı.





Grand Central Station

Tarihi dokusu korunmuş çok büyük ve büyülü bir yer. Burası da görmeniz gereken yerler arasında olmalı.










Top of the Rock

Yukarda gördüğünüz gibi üç farklı zaman diliminden fotoğraf koydum. Biz 15:00 gibi yani henüz dışarısı aydınlıkken gittik, 2-3 saat kaldık. Böylelikle Manhattan manzarasını her haliyle gözlemleyebildik. Güzel bir deneyim oldu.

Top of the Rock bileti için: https://www.topoftherocknyc.com/buy-tickets/

Küçük bir not: Hediyelik eşya ile ilgili detay vereceğimi söylemiştim. İşte detay! Rockefeller Center'ın içerisinde çok güzel birkaç dükkan var, yukarı çıkmadan önce uğranabilir. Bir de binaya girmeden cadde üzerinde yerler var, oralar çok uygun. İsterseniz önce caddedekilere bakıp sonra binaya girebilirsiniz.

7.Gün

Bugün ile ilgili küçük bir bilgi paylaşmak istiyorum. Biz Friends'i çok sevdiğimiz için dizinin çekildiği kafeyi görmek istedik. Google'a Central Perk diye girdiğimizde Cedarhurst diye bir yerde olarak çıktı. Sabah saatlerini oraya gitmekle geçirdik ve ne yazık ki hiç değmedi. Tabelası birebir aynı olsa da içi tamamen farklı. Siz de böyle bir düşünce içerisindeyseniz diye bilgilendirmek istedim. Gün çok daha iyi değerlendirilebilirdi. Biz yalnızca MoMA'yı görebildik.





Museum of Modern Art (MoMA)

Cuma günleri Pay What You Wish olan bu müze o gün 10:30-20:00 arası ziyarete uygun. Başka gün ve saatler için: https://www.moma.org/visit/index

Benim en beğendiğim müze burası olmuştu. Gerçekten çok güzel ve farklı şeyler görme fırsatım oldu. Bol bol zaman ayırmanızı tavsiye ediyorum. Umarım siz de en az benim kadar keyif alırsınız burayı gezmekten.

Not: Akşam Magnolia Bakery adında bir pastaneye gitmiştik. New York'un en meşhur pastanesi olarak biliniyor. Fiyatlar makul denebilir. Lezzet olarak da Velvet Cheesecake'in tadını beğendim, tavsiye ederim.

8.Gün

Son günümüzü en sevdiğimiz yerlere tekrar giderek geçirdik. Size de yapmanızı tavsiye ederim. Acele etmeden son kez dolaşma, vedalaşma fırsatı buluyorsunuz.



...

Benden bu kadar. Umarım yazımı beğenmişsinizdir ve sizler için faydalı olmuştur.

Son bir not: Belki daha başka müzeler görmek istersiniz diye, sizinle tüm müzelerin fiyat ve ziyaret saatlerinin bilgilerini içeren linki paylaşıyorum: https://www.nyc-arts.org/collections/35/free-museum-days-or-pay-what-you-wish


İyi tatiller!








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pera Müzesi Sergileri

Sevgili Arsız Ölüm: Dirmit