Sanatçı ve Zamanı





Merhaba,

Bugün İstanbul Modern Sanat Müzesi'nde gezdiğim sergiyi yazacağım. Bu müzeyi Sizin Perşembeniz ile Perşembe günleri saat 10:00 ile 20:00 arasında ücretsiz bir şekilde ziyaret edebilirsiniz.
Ziyaret saatleri ve ücretlendirme ile ilgili detaylı bilgi: http://www.istanbulmodern.org/tr/ziyaret/ziyaret-saatleri-ve-ucretler_17.html


Sanatçı ve Zamanı

Sergi çıkış noktasını Türk edebiyatının önemli isimlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ''ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında'' sözlerinden almıştır. Akıp giden zaman içinde değişen sanatçıların zamanı, o sanatçıların toplum ve kültür ile ilişkisi, kendi iç dünyaları ve sanat yapıtlarının geçmişten günümüze olan yolculuğu serginin ana konularıdır.

Şimdi paylaşmak istediğim eserler ve hikayelerine geçelim.






İstanbullu (Üsttekiler)
Berliner (Alttakiler)

Bu nesneler tanıdık geldi mi? Rögar kapakları, her gün onlarcasını özellikle bakmak için olmadan bile görürüz. Ama böyle bakınca sizce de çok güzel değiller mi? Benim yamuk fotoğraflamama rağmen çok can alıcı görünüyorlar. Bir de fotoğraftan anlaşılıyor mu emin değilim ama bu eserin büyük bir kısmı post-it kağıtlarının özgün kullanımı sayesinde çok gerçekçi ve katmanlı görünümüne kavuşuyor. Neden böyle bir şey yapılmış diye düşünüp hikayesini okudum.  

Ardan Özmenoğlu, eserlerinde gündelik hayatta karşılaştığımız nesnelerin anlamlarını sorgulayan biriymiş. Kent hayatında hep karşılaştığımız hızla popüler olup belki daha hızlı bir şekilde kaybolan her şeyi, ve bu şeylerin tüketim alışkanlıklarımızdaki etkisi gibi konuları eserlerine yansıtırmış. Son dönemlerde yaptığı çalışmalarında da fark edilmeyen nesneleri yeniden yorumlamış. Her şehrin kendine ait görsel kimliğine göre düzenlenen desenli rögar kapakları serisi benim sergi içinde en yaratıcı bulduğum çalışma oldu.  





1553

Fotoğrafa baktım. Bir daha baktım. Tülün ardındaki yüzün bir erkeğe ait olduğunu ancak o zaman farkedebildim.

Taner Ceylan, eşcinsel yaşam ve kültürü hakkında eserler veren biridir. Bu eserini Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan'dan esinlenerek yapmıştır. Eser adını, Kanuni'nin Şehzade Mustafa'yı öldürttüğü tarihten alır. Resme yayılan kan, şiddet, iktidar ve güç arasındaki ilişkiyi anlatır. Tül ise iktidarın kendini örtülü bir şiddetle besleyişini sembolize ettiği bilinir.






Büyük Patlama

Bu eserde en çok sevdiğim şey renklerin canlılığı ve birbirleri ile uyumu oldu. Erol Akyavaş'a ait olan bu resim, yıkım ve yok oluş gibi kavramların üzerinde duruyor.





Bir sürü eserden yalnızca birkaçı yukarıdakiler. Türk resim sanatının en önemli isimlerinden Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun resimlerini, fotoğraf sanatının ülkemizdeki en önemli temsillerinden Ara Güler'in fotoğraflarını, benim için de sürpriz olan sinema tarihimizde çok önemli bir yeri olan Nuri Bilge Ceylan'ın fotoğraflarını, başka aşina olduğumuz sanatçıları ve yeni tanışacağınız daha birçok sanatkarın eserlerini görme fırsatı bulabilirsiniz. 


Benim için güzel bir deneyim oldu. Bu sergiden sonra 15 Eylül'de başlayacak olan 15. İstanbul Bienali iyi bir komşu temasıyla geliyor. Şimdiden haber vermiş olayım.




Sevgiler,















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pera Müzesi Sergileri

New York, New York

Sevgili Arsız Ölüm: Dirmit