Kapadokya




Herkese merhaba,

Bu gezimde diğerlerinden farklı olarak ilk kez tur ile gitmeyi denedim. Reklam yapmak gibi bir niyetim yok ama hangi tur ile gitsem diye düşünenler varsa onlara Tatilbudur'u tavsiye ederim. Gelecek turları burada bulabilirsiniz.

Gezdiğim yerlere geçmeden önce her zaman olduğu gibi seyahatinizi kolaylaştıracak küçük bir kolaylıktan bahsetmek istiyorum. Kapadokya'da gideceğiniz birçok müzenin, ören yerinin giriş ücreti 20-30 TL arasında değişiyor. Her bir yere bu kadar para vermek çok pahalıya geleceğinden müzekart edinmenizi tavsiye ediyorum. 

Turla gidecekseniz rezervasyon esnasında zaten isteyip istemediğinizi soruyorlar. İstiyorsanız, yolculuk esnasında kartınızı teslim ediyorlar. Eğer o esnada istediğinizi belirtmediyseniz de (bizim gibi), gireceğiniz ilk müzenin gişesinden çıkarttırabilirsiniz. 

Öğrenci için 20TL, Tam için 50TL istiyorlar. Yalnız öğrencilerin öğrenci kimliklerini göstermeleri gerekiyor. Sanırım emekliler için de bir indirim var ama net bir bilgim olmadığı için yazmayacağım. Web sitelerine buradan ulaşabilirsiniz.


Yolculuğumuza Ankara'da küçük bir ara verip Tuz Gölü'nü ziyaret ettik.

1.Gün



Tuz Gölü

Türkiye'nin yüzölçümü bakımından en büyük 2. gölüdür. Ülkemizin tuz ihtiyacının %40'ı buradan elde edilir.

Sabahın çok erken saatleri olduğu için donmamıza rağmen, kendimizi zorlayıp bol bol fotoğraf çekmiştik. Yukarıdaki benim en sevdiğim oldu.




Ihlara Vadisi

Bu fotoğrafta ne yapıyorsun diyenleriniz olacaktır. Arı vardı kolumda, onu kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum, nitekim başarılı da oldum.

Ihlara Vadisi, Dünya'nın 2. büyük kanyonu olarak bilinir. Melendiz Çayı'nın berrak suyunu sağımda görmek mümkündür.

Bir de merdivenlerin tamamını inmeden sağ yaptığınızda minicik de olsa bir şapelin içine girebiliyorsunuz. Tavandaki motifler hala belirgin bir şekilde görülebiliyordu. Oraya kadar gitmişken, o tavanı da görün derim.

Vadiye inmeden yukarıda soğuk rüzgardan üşüyüp bir sürü merdiven inip vadiye vardığınızda sıcaktan pişebilirsiniz. Bunun için kat kat giyinmekte fayda var, sıcakladığınızda çıkarmak kolay olabilir.

Giriş ücreti 20 TL'dir. Müze kart geçerlidir.



Narlıgöl Krater Gölü

Ne yalan söyleyeyim, Peri Bacaları filan derken Kapadokya taraflarında bu kadar güzel bir su göreceğimi tahmin etmiyordum. Şimdi fotoğrafa bakarken bile gölün renginden gözlerimi alamıyorum. Burası benim en beğendiğim yerlerden biri oldu.

2500 metrekarelik bir alana, 70 metre derinliğe sahip olan bu gölde balık da tutulabiliyormuş. 



Derinkuyu Yeraltı Şehri

Kapadokya bölgesinde 36 tane yeraltı şehri bulunuyor. Derinkuyu bunların içinde en büyüğü. Biz de yalnızca burayı ziyaret ettik. 

Tarihi hakkında bir şeyler yazmak istiyorum ama biraz araştırdım, günümüzde net bilgilere ulaşılamadığı için ben de yanlış bir şey yazmak istemediğimden bu kısmı geçeceğim. Fakat genel anlamda insanlar buralarda birtakım saldırılardan korunmak için kendilerini saklamışlar resmen. 

Biz yaklaşık 20 dakika geçirdik, insanlar yıllarca yaşamışlar. İçerde küçük küçük ahır, mutfak, ibadet odası gibi birçok odacık bulunuyor. Burada kendilerine bir hayat kurmuşlar. 

İçeriyi gezerken alçak tavanlardan dolayı iki büklüm yürümeniz gerekse de, 8 katlı olan bu yeraltı şehri kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biridir. 

Giriş ücreti 25 TL'dir. Müze kart geçerli.




Paşabağ Vadisi

Rahipler Vadisi olarak da adlandırılan Paşabağ Vadisi'nde kimi genç kimi yaşlı ve farklı yollarla oluşan peri bacalarını ayırt edebiliyoruz. Bu peri bacalarının içinde ve üst bölümlerinde eskiden münzeviler ve keşişler inzivaya çekilmişlerdir.

Eski zamanlarda güzel atlar ülkesi olarak bilinen Kapadokya bölgesinin atlarını, bir de beklemiyorduk ama develerini de burada görme imkanı bulduk.




Dervent Vadisi

Burada da yine çok farklı peri bacaları oluşumları var. Fotoğraftaki ise bir deveyi andırdığı için, insanlar genellikle gelip önünde fotoğraf çektiriyordu. Buranın adı Hayal Vadisi olarak da geçiyor.





Turasan Şarap Mahzeni

Burada şarabın nasıl yapıldığı, firmanın tarihi gibi konularda kısaca bilgi alıp şarap tadımı yaptık. Daha sonra alışverişimizi yapıp ayrıldık. Kapadokya üzüm bağları ve dolayısıyla şarabıyla meşhur bir bölge olduğu için gidip görmek yerinde ve güzel olabilir.


2.Gün

Güzel bir uyku çektik, şimdi sıra 2. gün görülecek yerleri gezmede.

Ondan önce Kapadokya'ya gelip de balona binmediğimizi söylemek istiyorum. Çünkü arkadaşım bir sürü balon kazası haberi okumuş gitmeden, ben de çok önceden dumuştum öyle kazalar olduğunu. İlk tatilimizi biraz daha risk almadan geçirmek istedik. 

Fakat Gold Yıldırım Hotel'de kalıyorduk ve otelin üst katlarındaki odaların balkonlarından balonlar havada görülebiliyordu. Resepsiyonda çalışan beyefendinin yardımıyla saat 6:30 civarı üst katlardaki boş odalardan birine çıkıp o güzelliği görmüş olduk.

Fotoğrafları kendime saklayacağım çünkü pek güzel çıkmadılar:)




Asmalı Konak

Aa burası Asmalı Konak'taki konak değil mi ya? Aslında ben tanımamıştım bile, çünkü diziyi de hayal meyal hatırlıyordum. Ama bazı misafirler çok heyecanlandılar burayı görünce. Sanırım benim ilk Avrupa Yakası'ndaki Sütçüoğlu Rezidansı'nı gördüğüm zaman ki gibi bir şey oldu orada:)

İçeriyi 3 TL karşılığında gezebilirsiniz. Özellikle terasındaki manzara gerçekten çok güzeldi, bi' girin bakın derim ben. Burası da böyle.




Güvercinlik Vadisi

Burası Güvercinlik Vadisi. Nerdeyse tüm panaromayı buradan görmek mümkün. Sanıyorum insanları buraya çeken asıl şey de, yukarıda belli belirsiz görünen nazar boncuklarıyla süslenmiş ağaç. Kültürümüzde çok olan bir şey çaput bağlamak. Burada da insanlar nazar boncuğu alıp ağacın dalına bağlıyorlar ve dilek diliyorlar.



Çömlek Atölyesi

Çömlek atölyesine geldik. Seramikle yapılan birbirinden güzel materyelleri gördük. Onun öncesinde fotoğrafta gördüğünüz usta bizler için güzel bir kap yaptı. Onun yanındaki hanımefendi, atölyedeki süreçten ve kültürden bahsetti. Güzel bir deneyimdi. 



Göreme Açık Hava Müzesi

Burayı 1985'ten beri UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde yer alır. Müzenin içerisinde birçok kilise ve manastır vardır. Kiliselerde göreceğiniz fresklerde İsa'nın hayatının önemli anlarından anlatımlar vardır.

Burayı gezmek için 40 dk bence yeterlidir. Müzekart geçerlidir. Müzekartı olmayanlar için giriş ücreti 15 TL'dir. Yalnız her iki durumda da (müze kartlı/müze kartsız) müze içerisinde bulunan Karanlık Kilise'nin girişi ayrıca ücretlendirilmiştir, 8 TL'dir. 



Halı Atölyesi

Bir kilimin nasıl yapıldığını canlı canlı hanımlar yaparken izledik. Birbirinden güzel halıları görüp içlerinden en beğendiğimizin hangisi olduğuna karar verdik, fiyat tahminleri yaptık. Bu kadar fazla halı türü olduğunu bilmiyordum, bir şeyler kattığı kesin.




Üç Güzeller
Burası da arkamda görmüş olduğunuz 3 güzelin bulunduğu yer. Genellikle anne, baba ve çocuk olarak yorumlanmıştır. Güzel bir manzarası var. Üç güzellerin bulunduğu yere doğru yürürken sağlı sollu bir sürü hediyelik eşya tezgahı var. Magnetlerimizi oradan pazarlıkla uygun fiyata almıştık.



3.Gün

Son gün olmasının verdiği bir hüzünle, odamızdan toplanıp çıktık. Bir kaç yer daha görüp şehrin yolunu tutuyoruz.




Onyx Taş Atölyesi

İçerde o kadar güzel doğal taşlardan yapılma takılar vardı ki, bakmaktan fotoğraf çekmeyi unutmuşum. Neyse ki dıştan fotoğraf çekmişim. 

Dediğim gibi, içerde birbirinden güzel takılar vardı. Fiyatların bazıları makul, bazıları değil yani herkes cebine göre bir şeyler bulur eminim ki. 

Doğal taşların şekillenmesine yarayan makineleri de gördük. Güzeldi.




Çavuşin Ören Yeri

Burası çok tatlı bir köy. Uzun uzun ince bir yoldan yürüyoruz. Yolun sonunda kapılarını ziyaretçilere açan yaşlı bir amca var. İçeri giriyorsunuz, o size o evden taşınma hikayesini anlatıyor, çayını, şekerini ikram ediyor, sizde biraz soluklanıp etrafı gözlemleme fırsatı buluyorsunuz.





Hacı Bektaş Veli

Burası dergah kültürünü yerinde gözlemlemek için güzel bir yer.

Ama eğer çok inanan biri değilseniz daha özel yerlerine girmemenizi tavsiye ederim, mesela ayakkabının çıkartılıp içeri öyle girilen kısmı. Çünkü o insanların arasında fotoğraf çekmek, dolaşmak filan bana biraz garip hissettirmişti. Yani demek istediğim tabiatıyla, turistik amaçla gelmeyen insanlar da vardı.

Zamanında Atatürk de ziyaret etmiş. Hatta içerde kendisinin elinde kahve fincanıyla bir heykeli bulunmaktadır.


Yeme/İçme

Evet, artık yazımın sonlarına geldik. Sabah kahvaltılarını ve akşam yemeklerini otelde yedik. Çok iyi değildi, ama yeterliydi. 

Avanos Restoran: Burası taşın içi oyularak yapılmış çok otantik bir mekan. Çömlek kebabının çömleğini gözümüzün önünde kırıp öyle servis ettiler, değişikti. Tadı da lezzetliydi kebabın. Bir menü içinde çorba, ana yemek, ana yemek öncesi bir sıcak ve tatlı vardı. Toplamda 25 TL ödedik.

Bir de aynı mekanda Türk Gecesi'ne katıldık. Menümüzde bir iki çeşit meze ve sınırsız yerli içki vardı. Mezelerin tadını çok sevmedim bir de çeşit olarak az buldum. Zaten asıl folklorik gösterileri izlemeye gittiğimiz için sorun değildi ama aç gitmeyin. Ya da belki yemekli menüleri vardır, araştırılmalı. Gösteriler ve ambiyans çok güzeldi. Artık daha fazla dayanamayıp biz de oynadık.
60 TL ödeyerek böyle bir geceye katılabilirsiniz.

Aydede Restoran: Burada da menü içinde bir kaç meze, çorba, ana yemek ve tatlı yedik. Toplamda 20 TL ödedik. Her şey lezzetliydi.

Sanıyorum bu fiyatlar turla gitmenin avantajlarından biriydi. 

Yeni insanlarla tanışmak, arkadaş olmak da çok güzeldi. 

Tatilim burada bitiyor, yazımı sonlandırıyorum. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler. Umarım Kapadokya hakkında biraz fikir verebilmişimdir. 

Bir sonraki yazımda görüşürüz!

Sevgiler




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pera Müzesi Sergileri

New York, New York

Sevgili Arsız Ölüm: Dirmit